Şirket Sosyalizm’i : Köpekbalıklari Serin Sularda |
engincivan tarafından yazıldı |
Cuma, 26 Temmuz 2002 04:45 |
Şirket Sosyalizm’i : Köpekbalıklari Serin Sularda Yeni Oluşum Eski Doluşum falan derken içe dönük Türkiye’nin gözünden kaçan önemli bir gelişme var. Başını ABD’nin çektiği global Kapitalizm bir güven krizine girmiş durumda. Güven krizinin ABD’de patlak vermesi Enron’un batışı ile başladı Worldcom’la devam etmekte. Çıkan haberlere göre her an yeni muhasebe skandalları patlayabilir. Yatırımcının şirketlere ve dolayısi ile borsalara güveni azalmış durumda. Bu şekilde birdenbire ortaya çıkan iflasların aslında uzun bir sürecin en son halkası olduğu Amerika’nın medyasının bile gözünden kaçmış durumda. Yıllar içinde dış murakabe ve kontrolden çıkan Holding yönetim kuruluşları, muhasebe kurallarını kendi keyiflerine göre kullanırken, Yönetim Kurulu Başkanının golf oynarken elde ettiği skorlara şirket bilançolarından daha fazla önem vermeye başladılar. Zamanla, dikkatsiz ve tedbirsiz davranışların ortaya çıkardığı maddi zararlar şirketler tarafından kendi sırtlarından indirilip halkın sırtına yüklendi. Medya ile büyük şirketlerin ilişkileri yoğunluk kazandıkça, bu yükü kitlelere kaydırma transformasyonu medya tarafından dikkate bile alınmadı. Süreç büyük şirketleri çıkmaz bir yola soktu. 3 aylık bilançolarını karlı çıkarma baskısını üzerlerinde hisseden şirketler yukarıda sözünü ettiğimiz riski kaydırma işleminde, kendilerine bugüne kadar hayat veren ideolojik kalkanı da çatlatmış bulunuyorlar. Modern kapitalizmin doğurduğu global holdinglere baktığımızda birkaç ana kural Dikati çekmekte. 1) Kapitalizm karşılıklı hür anlaşma yapma kolaylığı sağlar. Ancak günümüzde tuketicilerin ve küçük işyerlerinin yaptığı kredi, kira, alım-satım anlaşmalarının çoğunluğu standard ya “ imzala ya da vazgeç “ türünden matbu formlardan oluşmakta. Büyük şirketler bir anlamda kendi özel hukuklarını kitlelere empoze etmiş durumdalar. 2) Modern Kapitalizmde firmalar ya batarlar ya da çıkarlar. Bu kural küçük işletmeler için halen geçerli olsa da Büyük Holdingler “ Batmayacak Kadar Büyük “ simitine tutunup siyasi destekle yaşamlarını sürdürebilmekte. 3) Şirket varlıklarının hissedarlar tarafından denetimi tamamen kaybolmuş gözükmektedir. Bugün büyük şirketler idareciler ve onların yönlendirmesi ile “ patates baskı “ yönetim kurulları Kontrolü ellerine geçirmiş bulunmaktadırlar. Memnun olmayan hissedarların sesini yükselten olursa, Şirket yönetimleri hisselerini satmalarını telkin etmektedir.4) Eşit şartlarda rekabet, ekonomik kuralların kanunlar tarafından adil olmasını sağlamak v.b. şartlar büyük şirketlerin devletin belirli bakanlıklarda lobilerle etkili olması sonucu artık sadece ders kitaplarında kalmış bulunmaktadır. Sonuç olarak,modern kapitalizmin kalelerini teker teker fetheden büyük holdingler globalleşmenin yanısıra yeni bir ekonomik sistemi de beraberlerinde getirmiş bulunmaktadır. “ ŞİRKET SOSYALİZMİ “ : Karların şirket tarafından özelleştirilmesi, Risklerin zararların ve hataların kitleler tarafından paylaşılması. Bu satırları okurken, ABD’de yaşanan bu gelişmelerin Türkiyeye ne faydası var yahu dediğinizi duyar gibiyim.Son 10 yılda krizlerden oluşumlara, yeni krizlerden yeni oluşumlara koşmaktan, tık nefes olmuş Türk ekonomisinin IMF oksijen tüpüne bağlı yaşamını nasıl devam ettireceği konusunda bilgilenmiş olalım. Şu anda global sistemin Yönetimini elinde tutan IMF’nin yazdığı reçetelerin ve IMF’nin kendi meşruiyetinin ne olması gerektiği, tıpkı Enron, WorldCom gibi tartışılmaya başlanırsa sakın şaşırmayalım. Aksi taktirde kan kokusu almış köpek balıklarının, bu transformasyona hazırlıksız yakalanmış bir Türk ekonomisinin etrafında dolanmaya başladığını yakında görürüz. 26 Temmuz 2002
|